25.8 C
Çeşme
Salı, Nisan 23, 2024

Ham yapmak yoktu hani..!

Bunları Okuyabilirsin

Çeşme’de kapalı kapılar ardında konuşulan hiç bir şey kalmayacak. Çeşme.Tv sayesinden takip edebildiğiniz rezidans konusu gündemin ilk sırasında. Bir çok mesaj aldım konuyla ilgili. Yazmaya devam edeceğim. Ama Şunu fark ettim. Herkes bir şeylerden rahatsız, çık söyle deyince ‘yok ben söylemiyim’, ee o zaman yetkili mercie şikayet et ‘yok ben’ etmeyim, ama sen yaz. Şunu yaz, şöyle yaz.. Birde sonuna gazeteci değil misin? Eklenince tadında yenmiyor..

Hatırlatayım gazetecilik öyle bir şey değil. Gazetecilik kimsenin hakkını yemek, hedef göstermek, linç etme, siyasi yada ticari çıkar sağlama mesleği değil. Gazeteci olanı yazar. Köşe yazarı ise görüşünü, duyumunu, bilgisini, yorumunu. Bu yüzden ikisini bir birinde ayırmak gerekir. Bu okuduğunuz haber değil köşe yazısıdır..

Neyse gelelim Çeşme Belediyespor ve Alaçatı Spor ile Çeştur Genel Müdürü koltuklarının değişmesi konusuna. Görevi devredenlere bu güne kadar ki hizmetlerinden dolay teşekkür ederim. Görevi devralan yöneticilerimize başarılar diliyorum. Çeşme.Tv kapıları kendilerine sonuna kadar açık. Çeşme’de gerekli merciden izin alabilirlerse kendileriyle konuşmak, tanışmak tüm Çeşmelilere tanıtmak isterim. Hedeflerini, hayallerini takımlarını nerede görmek istediklerini, projelerini sormak, cevaplarını dinlemek, Çeşmelilerle paylaşmak isterim.

Hileli rezidans konusuyla ilgili olarak çok doluyum. Bu konu net olduğu için bende yazıyorum, fotoğraflar paylaşıyorum, konunun ilgilileriyle konuşup röportajlar yapıyorum. Ama yetkili merci sessizliğini koruyor. Ham yapan, göz yuman sanırsın Muz Cumhuriyetinde başkanlık yapıyor. Tek bir söz, Tek bir açıklama yok.

Kapalı kapılar ardında, arkada dönen dolaplar çok. Sözde yetkili merci çözüm olarak Çeşme’de beslediği gazetecilerden birine (beslediği diyorum çünkü maaşını kendisi karşılıyor) Çeşme.Tv’nin hormonlu hesabını kurdurtmuş. Hesabı yönetenin de işi başından aşkın.. Malum gazetecilik adı altında temsilcilik, danışmanlık, metin yazarlığı, fotoğrafçılık hem de belediyenin gücünü arkasına alarak yapıyor. Ancak tek istisnası var gece çalışmıyor. Bıyıklarını demlendiriyor. Sadece kendisine söyleneni yazma zorunda var ne yapsın. O başka bir yazı konusu sonra anlatırım.

Ya güler misin? Ağlar mısın? Sen bırak onu bunu da gözünün önünde dikilen rezidanslara bak. Sözde çevreci sayfalar, gruplar, hesaplarda bir sessizlik hakim. Yıllar sonra bu çirkin yapılaşmanın sebebi kim diye sorduklarında bu yazıları gösterip, tereddüt etmeden senin ismini vereceğim. O zaman “bunca yıl davulun tokmağı elimdeydi, davulu bulamadım”gibi kendini davul tokmak edebiyatıyla savunmayacaksın ama. Çünkü bir defa olur.

Ham yaptırmaz öyle bir konuyu, pazarlık konusu yapmış ki duyunca inanamayacaksınız.

İddiaya göre Çeşme’nin göbeğinde sözde ham yaptırmayanla, ham yapan ‘ruhsat fiyatı’ konusunda anlaşamıyorlarmış. Araya abilere girmiş. Ilıca’da yapımı, inşaat yasağına rağmen, Valilikten aldığı özel izinle devam ettiği iddia edilen, ilçenin en güzel yerindeki beton yığını konusunda.

Anlaşacaklar mecburen de, inşaatı yapan firmaya kaç tane arabaya, iş makinasına, veya hangi organizasyonlara zorunlu sponsorluğa mal olacak? Kim bilir? Hepsini bekleyip göreceğiz.

Daha önceki yıllarda ne zaman düğün yapılsa şikayeti basan çevre sakinlerinden bu sezon ortasında, ortalık toz duman içinde ama çıt çıkmıyor.

Haber kaynağımın iddiasına göre; Nasıl çıksın. 1. Derece sit alanında bulunan, denize nazır, normalde çivi bile çakılamaz durumdaki evlerinin, neredeyse yıkıp yeniden yapılmasına izin verilmesi karşılığında olabilir mi? Bunu iddia etmiyorum diyor haber kaynağım çık sahile gör.. Evlerin yeni baştan yapıldığını görüyorum. Siz de önünden bir defa geçin isterseniz.

Nasıl mı? belediyeden aldıkları tadilat izinleriyle. Yasal mı? Hayır. O evlere çivi çakmak için anıtlar kurulundan izin almak gerekiyor. Sözde Çeşme’yi ham yaptırmayan zati muhterem, ne tesadüf ki uzun yıllar o sitenin başkanlığını yaptı. Tadilat izinleriyle evlerin değerini arttırmak için kim izin veriyor? Belediye. Ee o kadarcık sus payı olması mı? canım.

Çeşme’nin en güzel sahilindeki o siteye özel, uygulamalarını bir örnekle size şöyle anlatıyım hani evlerin önüne keyfe keder, koyulan yeşil plastik dubaları hala görüyorsunuz. Hani arabalar park edemesin diye. O dubalar hiçbir izin alınmadan oraya koyuldu. Dönemi Belediye Başkanı’da hala hayatta gidin sorun. Ses etmedi. Peki bunda ne var diyorsunuz. Ne var biliyor musunuz? O Evlerin arkasında bir otopark var. Sırf o otopark site yönetimine ödediği kirayı çıkartabilsin diye.. Kimden; hafta sonu çoluğunu çocuğunu araba bindirip Ilıca plajını kullanan günü birlikçiden.

Şimdi bu revamı… Sözde değil özde sosyal belediyecilik yapılabilse keşke. Reklam tabelalarına, sosyal medyaya poz vermeye ihtiyaç duymadan.. Önümüzde Ankara Belediyesi gibi bir örnek var. Keşke azıcık örnek alabilsek..

ham yapmadan yani..

- Advertisement -spot_img

Daha fazlası

- Advertisement -spot_img

En son okunanlar