Bugün sizlerle çekimleri Çeşmen’nin en güzel yerleri Alaçatı ve Ilıca plajında gerçekleştirilen bir film üzerine konuşalım istiyorum. Film; Çeşme’nin en özel haber içeriklerinin yer aldığı Objektif Çeşme Haber’den Selma Artan’ında dikkatinden kaçmamış. Hani şu başarı öyküsü gibi anlatılmasına rağmen, en ufak bir başarımızın olmadığını, hatta böyle bir film çekilmesine neden müsade ettiğimizin sorgulanması gereken film var ya işte o film..

Filmin ismi The Swimmers. Netfilişşşe 10. sıradan giren film;) Çok detaya girmeden filmin konusundan bahsetmek istiyorum. Film Suriye’de savaştan kaçan, başarılı yüzücü genç bir kız ve ailesinin Olimpiyatlara uzanan hikayesini anlatıyor.
Film çok anlamlı, çok güzel. Oyunculuklar da başarılı. Türk olmasan, Türkiye’nin Suriyeli mültecilere yaptıklarını bilmesem gerçekten bir sorun yok. Ancak filmi izlerken ülkeme biraz haksızlık yapılmış gibi hissettim.
Bir kere film de kesinlikle ve kesinlikle Türkiye’den bahsedilmiyor. İstanbul’da çekilen sahnelerin bile İstanbul’da çekildiğini anlamak için İstanbul’u iyi bilmek gerekiyor.
Sanki Türkiye’nin mültecilere kapısını açması bilinçli olarak gözardı edilmiş gibi. Mültecileri ülkeye kabul etmek yada etmemek tartışılır anlarım. Ama kabul ettiği mültecilerin, bunu görmezden gelmesi başka bir şey.
Bir de Çeşme Belediyesi’nin filmle ilgili basın bülteni geçip bu filmin Çeşme’de çekildiğini söylemesi kanayan yarama adeta tuz bastı.
Konusu Yunanistan’ın Midilli adası ve 2016 olimpiyatlarının yapıldığı Brezilya’nın başkenti Rio De Jenerio’da geçiyor. Ancak çekimler için kullanılan mekanlar İstanbul, Alaçatı ve Ilıca plajı. Bunu nereden anlıyoruz Çeşme Belediyesi tarafından geçilen basın bülteninde tabiki.
Filmi lütfen izleyin ve yorumlarınızı lütfen paylaşın . Çekim mekanları olarak Midilli yerine Alaçatı, Rio sahilleri yerine Ilıca plajının kullanılması ve bundan tek satır bahsedilmemiş olması beni ne yazık ki Çeşme Belediye Başkanı ve Çeşme’deki Belediye kontrolündeki turizmle ilgili dernekler kadar heyecanlandırmadı.
Hatta bu filmi övüne öven basın bülteni hazırlayıp, bir de güzellemelerle haber yapılıp, sosyal medya hesaplarında paylaşılması bana biraz tuhaf geldi. Yani Midilli Adasını anlatmak için Midilliye gitmiyorda Alaçatı’ya gelip Alaçatı’da çektiği görüntülere Midilli süsü veriyor.
Çeşme’ye gelmişken, Rio’ya gitmiyorda Ilıca plajında çektiği görüntülere Rio süsü veriyor.
Kısacası Adamlar çekimleri ülkemizde yapıp, başka ülkelerin reklamını yapmışlar biz de adamlar ülkemizde film çekmiş diye seviniyoruz. Bu kötü bir şey değildir herhalde ama sevinilecek bir şeyde olduğunuda düşünmüyorum. Heleki turizme katkısı sıfır artı sıfır. Filmde Midilli yerine Çeşme’de kullanılabilirdi. Ancak kullanılmadı. Onun yerine Çeşme’de çekip, adına Midilli dediler.
Bu neye benziyor biliyor musunuz James Bond filminin bir sahnesini İstanbul’da çekilip o sahnede İstanbuldan değilde orta doğuda bir savaş bölgesinden bahsedilmesi, yani çekilen güncel bir filmin, ülkemizde çekilen bölümlerinde, günümüzden 30 yıl öncesi gösterilmesine benziyor.
Tek bir satır Türkiye demeden, istedikleri filmi istedikleri gibi çekip gidiyorlar resmen bizimle dalga geçiyorlar, biz de bunu başarı sanıp, kendimizle övünüyoruz. Bence buna bile bile izin veriyor olmamızda başka bir tartışma konusu.
Oysa Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, basına servis edilen bültende ne diyor;
“Çeşme, Yeryüzündeki Cennet”
“Çeşme’nin bir çok dizi ve film çekimlere ev sahipliği yapmasından duyduğu mutluluğu belirterek, “Yeryüzündeki Cennet Çeşme’de el ele çok başarılı projelere imza atıyoruz. Denizi, tarihi, doğası, gastronomisi ve daha bir çok güzelliğiyle Çeşme turizm destinasyonlarının başında yer alıyor. Çeşme’nin bu güzelliklerini tüm dünyanın görmesi, bilmesi açısından bu tarz organizasyonların önemli olduğunu düşünüyoruz. Çok başarılı ve güzel bir film oldu, emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi
Bizim Eko; filmi izlemeden fragmanına bakarak yorum yapmış sanırım:)) Haksızsam haksızsın deyin lütfen…!
Eee normal malum kendisi Çeşme’yi rezidans çöplüğünü çevirmekle meşgul..;)
